Dansçı-koreograf Zeynep Tanbay, dün yeni projesi 'symbiosis'in basın toplantısında Kültür Bakanlığı'nı, belediyeleri, iÅŸ dünyasını ve medyayı dansa destek vermeye çağırdı.
Türkiye'nin çaÄŸdaÅŸ dans alanındaki özgün isimlerinden dansçı-koreograf Zeynep Tanbay, önceki akÅŸam yeni projesini tanıtmak üzere, Borusan Müzikevi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Tanbay'ın, Borusan Kültür Sanat'ın sipariÅŸi üzerine gerçekleÅŸtirdiÄŸi 'symbiosis' adlı son çalışmasının prömiyeri, 20 Aralık Cuma akÅŸamı saat 20.00'de Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleÅŸecek. Sanatçının Beethoven'ın Yaylı Çalgılar Dörtlüleri'nden bir seçki üzerine tasarladığı koreografinin müziklerini Borusan Quartet'in müzisyenleri yorumlayacak.
Zeynep Tanbay, yeni projesi hakkında kısaca bilgi verdikten sonra 'dansa dikkat çekmek' temalı bir de konuÅŸma yaptı. KonuÅŸmanın tam metni ÅŸöyle:
Bugün sizlerle ‘dansa dikkât’ çekmek için toplanmak istedim.
En iyi bildiÄŸim kendi hikâyemden, Türkiye’de dans sanatının durumuna, dansçı olmaya, dans eÄŸitimi vermeye, bir dans topluluÄŸu kurmaya dair zorlukları, eksiklikleri sizlerle paylaÅŸmak istiyorum.
2000 yılında İstanbul'da kurulan zeynep tanbay dans projesi’nin (ztdp) saÄŸlam sanatsal kimliÄŸiyle yıllardır haklı yerini kanıtlamış olduÄŸunu artık çekinmeden söyleyebilirim.
ztdp için neden “öncü”, neden “yenilikçi” dendiÄŸini düÅŸündüÄŸüm zaman, aklıma ÅŸu 10 önemli ve istisna nokta geliyor:
-12 yıl boyunca sürekliliÄŸimizi koruyarak, her yıl yeni projeler üreten bir dans topluluÄŸu olduk;
- kendi özgün repertuarımızı oluÅŸturduk;
- Gaziantep’ten Çanakkale’ye, Diyarbekir’den Edirne’ye dansı İstanbul’un dışına çıkardık;
- uluslararası dans festivalleri arasında en önemli yeri olan Atina ve Tel-Aviv Festivalleri’ne bugüne kadar Türkiye’den davet edilen ilk ve (hâlâ tek) dans topluluÄŸu olduk;
- tüm biletlerin satıldığı dolu salonlarda dans ettik;
- kendi seyirci kitlemizi, takipçilerimizi yaratabildik;
- ilk 5 yıl, proje bazında deÄŸiÅŸik dansçı ve koreografları bir araya getirdiÄŸim dönemde, Mats Ek, William Forsythe, Hans Van Manen, Ohad Naharin gibi dünyanın en önemli koreografların danslarından bölümler, Türkiye’de ilk defa ztdp’de sahnelendi;
- 2003 yılında ztdp’nin sponsorluÄŸunu üstlenen Akbank’la, Türkiye’de ilk defa bir dansçı-koreograf özel bir kurum tarafından desteklenmeye baÅŸladı;
- 2005’ten itibaren ztdp, Akbank Sanat’ın çatısı altında ödenekli bir yapılanmaya geçerek, bağımsız ve sürekliliÄŸini koruyan profesyonel bir topluluk oldu;
- ve 2002’de hayata geçen zeynep tanbay dans atölyesi, profesyonel dansçılardan amatör dansçılara, çocuklardan yetiÅŸkinlere, modern dans eÄŸitimi konusunda ilk tercih olmayı baÅŸardı.
Dans Atölyesi’ne de kısaca deÄŸinmek isterim:
1998 yılında Aksanat’a girdiÄŸimde, 6. katta ‘Bale Stüdyosu’ ismi altında boÅŸ bir salon vardı. İstanbul Devlet Balesi’nden bir dansçı, MSÜ Devlet Konservatuarı dans bölümünden bir sınıfın dersi ve ben, ayrılan saat dilimlerinde gelip çalışmalarımızı yapıyorduk.
2002’te Akbank ztdp’yi destekleme kararı aldığında, yeterince verimli kullanılmadığına inandığı Bale Stüdyosu’nu provalar için ztdp’ye tahsis etti.
Ben ztdp’nin çalışmalarından arda kalan zamanda bu mekânı, modern dans derslerinin verildiÄŸi, açık ders ve provalarımızın izlenebildiÄŸi, yurt dışından eÄŸitmenlerin davet edildiÄŸi ve atölye çalışmaları gerçekleÅŸtirdiÄŸi, hem dansçılar, hem eÄŸitmenler için modern dans çalışmalarında ufuklarını geniÅŸletebilecek bir dans merkezi haline getirdim.
Ve böylece Aksanat’ın 6. katında kimsenin bilmediÄŸi ve 2-3 dansçının kiÅŸisel çalışmaları için kısıtlı bir ÅŸekilde kullanılan Bale Stüdyosu, Zeynep Tanbay Dans Atölyesi’ne dönüÅŸürken kapılarını sadece İstanbul’a deÄŸil, dünyaya açmış oldu.
Haziran 2011’de, ztdp’nin 3 gece ayakta alkışlanan Atina gösterilerinin hemen ertesinde, Akbank’ın sponsorluÄŸunu kesme kararını öÄŸrendim.
6 ay sonra da Akbank Sanat, yeni bir tiyatro projesine yer vermek adına ztdp’nin mekânı terk etmesini istedi. Bugün Dans Atölyesi ismi altında, her biri bir ÅŸekilde ztdp’de dans etmiÅŸ ve hâlâ dans etmekte olan dansçılar tarafından kurduÄŸum sistem gıyabımda aynen devam ettiriliyor.
Ancak destekçi kurumun yıllardır verdiÄŸi deÄŸerli katkılarını sürdürmekten vazgeçmesiyle, 2000 yılında kurulduÄŸundan beri, 12 yıl aralıksız yeni projelerle izleyicisi ile buluÅŸan Zeynep Tanbay Dans Projesi, 1 yılı aÅŸkın bir süredir çalışmalarına ara vermek mecburiyetinde kaldı. Ben yine buradan, Akbank’a vermiÅŸ olduÄŸu destek için teÅŸekkür ediyorum.
Dünyada tanınmış bütün özel dans toplulukları aldıkları resmi ve özel desteklerle kurularak, koreografların kendi özgün çalışmalarını ve stillerini geliÅŸtirip sergileyebildikleri dans toplulukları olmuÅŸtur.
Türkiye’de de Zeynep Tanbay Dans Projesi, Akbank’ın desteÄŸi ile 9 yıldır bunu
gerçekleÅŸtirmiÅŸ ilk ve tek modern dans topluluÄŸu oldu.
Dünyada baÅŸarıyla ayakta kalmış böyle topluluklar, bulundukları ÅŸehir ve/veya devlet tarafından da desteklenmiÅŸlerdir. YaÅŸadıkları ve ürettikleri ülke ve ÅŸehre kattıklarından dolayı, hem özel sponsorlar, hem de devlet/belediye gibi resmi sponsorlar tarafından desteklenerek varolmaları saÄŸlanmıştır.
ztdp bu üç ayaklı destek alma boyutuna gelemeden özel sponsorluÄŸu kesildi. ztdp’ye sponsorluÄŸun baÅŸladığı ilk dönemde yaptığım tüm söyleÅŸilere baktığımda, hepsinde ortak bir cümle görüyorum:“Akbank’ın beni ve topluluÄŸumu desteklemeye baÅŸlaması Türkiye’de dans sanatı için çok önemli bir yolun baÅŸlangıcı. Buradan örnekle, diÄŸer kurumlar da baÅŸka koreograf ve dans gruplarına sponsor olmaya baÅŸladığında, Türkiye’de dans geliÅŸecektir, sadece devletin tekelinde olma durumundan çıkacaktır.“
Bugünkü duruma baktığımızda ise bırakın yeni kurumların yeni koreograflara/gruplara desteÄŸini, ztdp gibi baÅŸarısı göz ardı edilemeyecek bir dans topluluÄŸuna Akbank desteÄŸini kesti ve bale de “devletin tekeli“ olmaktan çıkmak üzere, ama nasıl?
Yani özel sponsorlar ve devlet ve belediye ile üç ayaklı bir desteÄŸin olması gerektiÄŸini savunduÄŸum bir durumdan, özel sektörde kıpırdanma ters yöne giderken, devlet de baleye desteÄŸini kestiÄŸinde Türkiye’de dans sanatı ne olacak?
İşte bu yüzden bugün buradan ‚’dansa dikkât’ diyorum.
Kültür Bakanlığına dansa dikkât diyorum:
Devlet Bale’lerindeki “kadrolu memur“ yapılanmasına, dans etmeyen kadroların 12 ay maaÅŸ almasına, yaÅŸ süresi dolan dansçıların emekli olmamasından genç dansçılara kadro verilmemesi gibi bir dizi yanlışlıklar furyasına raÄŸmen, devlet baleyi desteklemelidir. Dans ve opera sanatları doÄŸru bir sistem içerisinde mutlaka devlet desteÄŸi almalıdırlar, çünkü yapıları itibarıyla kendi baÅŸlarına ayakta durma, yaÅŸamlarını sürdürme ÅŸansları yoktur.
Kültür Bakanlığı da kendi bünyesindeki balenin dışında, özel sektörde varolan ve belirli kriteryalara sahip dans topluluklarına destek vermelidir. Ve bu destek, kiÅŸisel fikir ve beÄŸenilere dayanarak deÄŸil, destek almayı hak edecek nitelikleri ortaya koymuÅŸ kiÅŸi ve topluluklara verilmelidir .
İş dünyasına dansa dikkât diyorum:
Sanata sponsorluk nedir, ne olmalı, nasıl yapılmalı?
Sanata sponsor olmak demek, herÅŸeyden önce o sanatı çok sevmek, varolmasını istemek, geliÅŸmesini desteklemek ve izleyicisi, dinleyicisi, takipçisi, yani sanatsever olmak demektir.
Sanata sponsorluk reklâm vesilesi, yatırım amaçlı olduÄŸu zaman bu sanata sponsorluk olmaz, bu sanatı desteklemekmiÅŸ gibi yaparak her hangi bir iÅŸ yatırımı olur. Halbuki, her sponsorluÄŸun, desteklediÄŸi konu ne olursa olsun, ana amacı bir sosyal sorumluluk çerçevesinde ve uzun vaadeli olmak üzere kendi kurumuna kimlik kazandırmaktır. Sponsor olan kurumlar için en büyük kazanç ve geri dönüÅŸüm böyle bir destek ÅŸekliyle olur, en büyük reklâm budur.
Türkiye’de çaÄŸdaÅŸ sanata verilen desteÄŸin oranı ve yüksekliÄŸi göz önüne alındığında,
ister istemez akla ilk olarak “yatırım” kelimesi geliyor, “sanat” deÄŸil.
ÇaÄŸdaÅŸ sanat mekânları, devasa boyutlarda sahneler, salonlar, müzeler yapacak sermaye var, ama bunların hiçbirinde bir dans stüdyosuna yer yok!
Sizleri dansı düÅŸünmeye davet ediyorum.
Son olarak da yazılı basına dansa dikkât diyorum:
Lütfen google’a girin ve gazetenizin ismini ve dans haberi yazın. Kaç tane dansla ilgili haber çıkmış gazetenizin kültür-sanat sayfalarında ve en son ne zaman? Size kolaylık olsun ben söyleyeyim: BolÅŸoy balesi direktörünün suratına atılan kezzap son 2 aydır bize verilen tek haber dansa dair.
Dünyadan sinema, müzik, edebiyat, çaÄŸdaÅŸ sanat haberleri çevrilip bize iletilirken,
dans hakkında tek bir habere yer ayrılmıyor. Ayrıldığı zamanda ya kezzaplı ya seks skandalları ile Bolşoy Balesi!
DiÄŸer yandan bir hafta sonu dahi, bir dizi oyuncusunun dizideki karakteri ile ilgili bir söyleÅŸinin yapılmadığı hafta sonu ekleriyle geçsin, mümkün deÄŸil.
Bu memlekette her genç dizi oyuncusu mu olmak istiyor? Belki biri Ayla Erduran, Cihat AÅŸkın, Özcan Ulucan gibi keman, birileri AyÅŸegül Sarıca, Gülsin Onay, Özgür Aydın, Toros Can gibi piyano çalmak istiyor, belki Efe ve Fora Baltacıgil gibi çellist olma hayalleri var bazı gençlerin, veya Zehra Yıldız, Burak Bilgili gibi opera sanatçısı,
Cem Mansur gibi orkestra ÅŸefi? Ama ne onlar hayran oldukları bu sanatçıların dünyalarını, ne de bizler sevdiÄŸimiz bu sanatçıların söyleÅŸilerini okuyabiliyoruz, çünkü onlara gazetelerinizin sayfalarında, eklerinde yer verilmiyor.
Kültür Bakanlıkları’ndan, BüyükÅŸehir Belediyeleri’ne, iÅŸ dünyasından medyaya dansa dikkât etmeye çağırıyorum. Bu ülkede dans sanatı var ve devam etmesi ve geliÅŸebilmesi için hepinizin dikkâtine ve desteÄŸine ihtiyacı var.
ztdp symbiosis gösterisinin Radikal Hayat'ta yayınlanan haberinden alınmıştır. Haberin orjinalini görüntülemek için tıklayın.